Tacettin Kepenek


SORGULAMA! BİAT ET!..

Tacettin KEPENEK Yazdı...


SORGULAMA ! BİAT ET!

Sayın Cumhurbaşkanının, konjonktüre göre önceki söylediklerinin tam tersini söyleyebilen bir üslubu var… Mesela Suriye’nin parçalanma süreci başladığında sözde İslamcı terör örgütü için önceleri İŞİD diyordu, sonradan DEAŞ’a dönüştürdü… Aile dostu olan ESAD ile araları bozulunca, ESED demeye başladı... PKK’nın Suriye kolu için İngilizce telaffuzlu ve  imalı bir şekilde, YPG yerine “VAYPİCİİİ” derdi, artık o da bitti… Bazı kesimlerde terörist başı APO artık “Sayın Öcalan” oldu… En üzücü olanı ise ülkücü-milliyetçi parti olarak bilinen partinin lideri, terör örgütü başına “KURUCU ÖNDER” dedi… Devlet, terörist başını adeta yeniden “VAFTİZ” etti… 

Cumhur ittifakının  “terörsüz Türkiye” için kurduğu meclis komisyonu,  PKK-YPG-PYD örgütlerini temize çıkarma çalışmalarına yakında başlayacak… MHP üst yönetimi, il başkanlarını sahaya sürerek kendi tabanlarını ikna etmeye çalışacak… Cumhur ittifakı partileri artık nasıl bir oyunun içine girdilerse, ABD-DEM-PKK ile birlikte, Türk milletinin onurunu zedeleyen bir oluşum  içindeler… Bir yandan da hukuk eliyle, iç cephede CHP baskılanmakta ve CHP’yi oyunun içine katma stratejisi acımasızca uygulanmakta… 

Devlet Bahçe’linin ani bir manevra ile terörist başını, mecliste konuşmaya davet etmesi ve terörle mücadelede yeni sürece geçilmesi, Türk milleti için sırlarla dolu… Bu konuda belki, üç beş kişinin bildiği ama ne milletin, ne de milletvekillerinin adeta hiçbir şey bilmedikleri bir muammanın içindeyiz… Anlamak için sormak lazım diyoruz ve soruyoruz…

  1. Kırk yıldır süregelen terörle mücadele konusunda ne değişti de, aniden strateji değişikliğine gidildi?
  2. AKP ve özellikle MHP’nin bu güne kadar söyledikleri ve ettikleri intikam yeminleri ne olacak? 
  3. Terörü bitirmek madem bu kadar kolaydı, bu milletin evlatları neden şehit oldu? 
  4. Bu U dönüşünün amacı nedir, nihai hedefi nedir? 

İktidar tarafından bu güne kadar, bu soruların hiçbirinin cevabı verilmedi ama hiç kimsenin hayır diyemeyeceği bir slogan ortaya konuldu. “Terörsüz Türkiye”Sayın Bahçeli ve diğerleri, Türk milletinin tamamını, herhalde ya ülkü ocakları mensubu, ya da AKP gençlik kolları üyesi zannediyor… SORMA, SORGULAMA, BİAT ET…

Ancak biline ki, bu milletin içinde soran, sorgulayan ve körü körüne biat etmeyen insanlarda var… Hem de çok sayıda… Elbette yukarıdaki soruları soracağız, elbette topluma izah edilmeyen konuları düşüneceğiz ve analizler yapacağız… Bu devlet bizim devletimiz… Günün sonunda “Atı alan Üsküdar’ı geçti” veya “Allah bizi affetsin” diyerek atlatılacak bir mesele değil bu mesele… 

İktidar, Ortadoğu bataklığında bir koyup üç alma hayalleri kuruyorsa, tarihte bu ham hayalleri kuran çok kişi oldu… Irak’ın üçe bölünmesi olayının tıpatıp aynısı, şu anda Suriye’de uygulanırken fırsat bu fırsat deniyorsa, üflesen alt üst olacak bir ekonomi ile bu hayallerin gerçekleşmesi mümkün değil… 

Bu hayaller için, “Terörsüz Türkiye” sloganı ile PKK teröristlerini bu bölgeye göndermek ve altyapısı hazırlanmış olan, özerk PKK Kürt devleti kurdurulmak isteniyorsa, bu ateşle oynamaktır… 

Peki, Sayın Bahçeli’nin söylediği ifade edilen ve yalanlanmayan Türk-Kürt-Arap ittifakı ifadesi ile kast ettiği nedir? Suriye’nin kuzeyinde özerk (Halep) Arap devleti ile özerk PKK KÜRT devletinin kurulmasını sağlamak ve daha sonra özerk Barzani Kürt devleti ile bir araya getirmek midir? Ve sonra ki süreçte, Türkiye’nin güneydoğusu ile özerk Arap-Kürt bölgesini birleştirmek ve böylece bölgesel olarak TÜRK-KÜRT-ARAP ittifakını sağlamak mıdır? Yeniden dizayn edilen bu bölgede, bölgesel serbest ticareti geliştirerek, ortak kurumlar oluşturarak, bölgesel TÜRK-KÜRT-ARAPentegrasyonunu gerçekleştirmek midir?  Bilemiyoruz… Ancak olsa olsa bu olabilir diye, tahminde bulunuyoruz… 

Eğer iktidar bu tür senaryolar planlıyorsa, bütün bunların gerçekleşmesi ancak ABD-İsrail ve NATO’nun rızası ile olabilir… 

İsrail, şu anda güney Suriye’nin fiilen hâkimidir ve öyle kalacaktır. ABD-İsrail’in, bu gün için olası bir TÜRK-KÜRT-ARAP entegrasyonuna razı olması ancak kendilerinin asıl hedeflerine ters düşmeyeceğini düşünmeleri ile mümkün olabilir… ABD-İsrail’in asıl amacı, Mezopotamya’nın can damarı olan Türkiye’den doğan Fırat ve Dicle nehirlerinin kaynakları ile Suriye’nin petrol-doğal gaz kaynaklarını hâkimiyetleri altına almaktır. ABD-İsrail, bu hedefleri için Türkiye’nin planladığı bazı oluşumlara bir müddet ses çıkarmayabilir ya da (danışıklı dövüş) Türkiye ile bir kavga içindeymiş gibi görünebilir, bir müddet paylaşımcı olabilir ama önünde sonunda ABD-İsrail’in asıl hedefi su-enerji kaynaklarını ve Mezopotamya topraklarını ele geçirmektir. İsrail’in, Yahudilerin kayıp kabilelerinden birisi olarak Kürtleri sahiplenmesi bile boşuna değildir…

Türkiye bu meseleye, kısa günün karı olarak bakamaz, bakmamalıdır… Halk nezdinde güven erozyonuna uğramış bir yönetime, Halep’ten aşağı Arap’a, aramıza kan girmiş Kürt teröristine, kim ne kadar güvenebilir… 

Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, orta doğuda yaşanan bütün bu olaylar emperyalistlerin yüzyıllık SEVR projesi, bugünün tıkır tıkır uygulanan BOP ve/veya BİP projesidir…

Sözün özü; LOZAN’I yok sayan ve yüzyıl önce yırtıp attığımız SEVR’İ yeniden uygulamaya koymak isteyen her kim varsa, ihanet içindedir…

Tacettin KEPENEK